ŞİMDİ GELDİ AĞLAMANUN ZAMANİ
Ayhan Alptekin…
Hani o, çok sayıda bestesini eşe dosta veren…
Müzik dünyasında bir fırtına gibi eserken birdenbire her şeye küsen…
Ardeşen Şenyurt Afyon Baba Tepesine çekilen gönül insanıydı.
*** Çok yakınına kadar gitmiştim. Mektebi Rakkani’den yukarı doğru çıksaydım kaşla göz arasında ulaşırdım yeni adresine…
Fakat “bir başka sefere” demeyeceksin işte…
Aklına koydun mu yapacaksın. Gidilecekse gideceksin. Görülecekse göreceksin. Zaten bizi hep bu üşenmeler, ertelemeler, vazgeçmeler bitirmedi mi?
Karadeniz’in Sesi Radyosundaki günler düştü aklıma…
Bu Toprağın Çocukları’nı hazırlayıp sunuyoruz. En fazla istek alan eserlerden biri…
“Şimdi Geldi Ağlamanun Zamani…
” Her çalındığında stüdyo buz keserdi sanki…
Konuklarla birlikte bizleri de bir hüzün sarardı tepeden tırnağa…
Hemen herkes gurbette olunca…
Dökülmek için hazırdı gözyaşları…
*** Ne zamandır unutulmuş gibiydi Karadeniz Ozanı…
Haçan ki haberi geldi…
Hemen açtım en sevdiğim türküsünü. “Şimdi Geldi Ağlamanun Zamani…
” Sanatçı, Rize’de ölüyor ve sen onunla hiç tanışmamışsın…
Selamın kelamın yok yani…
Ve onun kaçıp kurtulduğu bir şehirde sessiz sessiz ağlıyorsun.
Sanatçılar böyledir işte. Biz, onların neler yaşadıklarını bilemeyiz fakat bizlere neler yaşattıkları ortada…
Nerelere götürdükleri…
*** “Müzik” deyip de geçmiyoruz. Hele hele de yöresel olanından asla. Kemençe, tulum ve bağlamanın ihtişamı büyülüyor bizi. Bir de kendi kelimelerimiz…
“Ana sütü gibi helâl, ana sütü gibi temiz…
” Kim bilir belki de sırf bu yüzden daha derinden sarsılıyoruz.
Mademki müzik, “kalpten kalbe bir yol”…
O zaman müzisyenlere ayrı bir parantez açmalı…
Çok kırılgan oldukları herkesin malûmu…
Öldüklerinde, bizim ne yapacağımızı da öğretmiş oluyorlar. Sanki birileri fısıldıyor kulağımıza…
Ya da tüm şehir ışıklarında…
“Şimdi Geldi Ağlamanun Zamani…”
Diğer yazıları bir kenara bırakıp, Ayhan Alptekin”i yazmalıydım. Fakat onu iyi tanıyanlardan bilgi aldıktan sonra…
Hemen Neco Yarıcı’yı aradım. Rize’nin başarılı basın mensuplarından…
Hani o, daha yakından tanırdı, ne de olsa Ardeşenli…
Bazı sorularım olacaktı ama olamadı nedense. Az önce türküsünü birkaç kez dinleyince… Nasıl olduysa iki kelimeyi bir araya getiremediğimi anladım ki ağlama öncesi çocuk dudakları gibi titredi dudaklarım. Telefonun ucunda Neco Yarıcı…
Yanımda yakınımda kimseler yok…
Yıllar sonra, yirmi yılımı alan İstanbul’dayım yani gurbette…
Sen, koca adam, ağla ağla ağla…
Neco da şaşırmış olmalı benim gibi…
Ben zaten yoktum buralarda…
Baktım, konuşamıyorum, bir süre sonra…
“Ben, sana soracaklarımı yazsam” diyebildim, o kadar.
*** Niye böyle oldu, bilmiyorum. Radyo günleri mi düştü aklıma?
Rahmetli Ayhan Alptekin, sadece türkü yakmamış demek ki…
Bütün Karadeniz’i yakıp geçmiş işte. ***
Neco Yarıcı’dan bilgiler gelmeye başladı. Ayhan Alptekin’le 2 yıl birlikte çalıştıklarını…
Düğün salonlarında, yerel televizyonlarda program yaptıklarını yazıyordu. Parayla pulla fazla işi olmayan, eş dost ve dernekler için hatır konserleri gerçekleştiren bir gönül adamı…
Fındıklı’da, eşinin işlettiği bir kafe açmış. Müzikle uğraşan iki oğlu ve iki kızı var. Hem Rizespor hem de Trabzonspor taraftarlarınca çok seviliyor. ***
Kimlere beste vermemiş ki?
Davut Güloğlu, Cimilli İbo ve Recebim gibi bölge sanatçılarına yalnızca beste vermekte kalmamış. Adeta hocalıklarını da yapmış. Volkan Konak ve Cengiz Kurtoğlu da eserlerini okuyan sanatçılar arasında.. ***
Genç sayılabilecek bir taşta kaybettik büyük ustayı…
1965 doğumluydu çünkü…
10 yıldır boğuştuğu beyin tümörüne yenik düştü sonunda…
Son on yılı memleketinde yaşadı Ayhan Alptekin, Ardeşen’de…
Mekânın cennet olsun Karadeniz Ozanı…
Eşi Şadiye Hanımın deyimiyle “Koca Çınar”…
Cenazene katılamayan bazı ünlüler, “ün”leriyle birlikte düştüler gözümüzden. Ve bir kez daha öğrendik ki doğduğun topraklar gibisi yok. Arkanda dağlar, yanında sevenlerin, önünde deniz. Seni dualarla uğurladık, türkülerle hatırlayacağız.
Özelikle de “Şimdi Geldi Ağlamanun Zamani” ile…