YAZARLAR

GERÇEKTEN EŞİTLER Mİ?

Merhaba;

Bugün sizlerle ikinci kez bir araya gelmenin onurunu bana yaşatmış olduğunuzdan herkese ayrı ayrı teşekkür ederim.

Yazımın başlığına baktığınızda herkes eşit mi diye düşüneceğinizi biliyorum. Eşitlik kavramı öyle bir kavram ki eşitlik olmadığında Dünya birbirine giriyor. Eşitliği iki şekilde inceleyebiliriz.

1- Hukuki Eşitlik: Kanunların genel ve soyut nitelik taşıması yani kapsadığı herkese eşit olarak uygulanması,

2- Maddi Hukuki Eşitlik: Şekli eşitliğin ötesinde, aynı durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranma zorunluluğu olmak üzere iki ayrı bolümde incelenmektedir.

Şimdi Anayasanın 10. Maddesinin üzerinden yürüyelim ne dersiniz?

Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

İşte şimdi zurnanın sesini duyar gibisiniz, yazılan ve çizilenlerle uygulamanın farklılıklarını görmemizin önüne hiçbir güç geçemiyor ve de bahsedilen eşitliği sağlayamıyor.

Sakın ola ki suçlama algısı oluşmasın. İstanbul’da doğmadığınızı, Anadolu’da dünyaya geldiğinizi varsaymak istermisiniz? Sakın düşünmeden evet demeyin kendinizle çelişirsiniz. Bugün Büyük Şehirlerde sosyal, kültürel, ekonomik olanakları yerinde olanlar mutlaka bir STK ’unda bulunmak gerçekleri hayata göstermek için veya Sosyetik Derneklerde gereksinim sahibi kimselere destek olmak adına çalışırlar.

Gerçekleri göstermek için çabalayanlar toplum gözünde Anarşist ruhlu diğerleri ise Yardımsever olarak kabul edilirler. İşte tamda burada görülmesi gereken gerçek saklanır sürdürülen bu çaba EŞİT olunması adına değil sadece kendi içsel duygularımızı bastırmak adına gerçekleşir.

Gerekli yardım yaptıktan sonra onlarla birlikte nasıl olunur denediniz mi? Hayır tabi ki çünkü göreceğimiz gerçekler bizim hayatımızı yaşanmaz hale getirecektir.Tacize uğrayan her insan toplumdan soyutlanmaya mahkûm bırakılıyor, eşinden veya karşı cinsinden şiddet görenkişi toplumla birlikte yaşayamıyor, ailesinden şiddet gören çocuk sığınacağı başka bir yuvası olmadığında şiddet görmeye ya da erken evlilik yaparak hayatının baharında başka bir mahkûmiyeti seçmek zorunda kalıyor.

O zaman bu mağdur kesimin yetiştireceği çocuklar diğer çocuklarla eşit oluyor mu? Eşitlik Anayasanın 10. Maddesinde yazıldığı gibi uygulanır değil. Bu durumda Devletin yapacağı tek bir şey var.

MODERN DÜNYANIN gerçeklerini ve gerekçelerini Anadolu’da ki yaşayan halklarımıza ulaştırmak olacaktır. Doğduğu yerde büyümek zorunda kalan vatandaşını her yönü ile geliştirmek ve yaşamını daha verimli hale getirmek zorundadır.

Eşitlik böylece toplumlar arasında daha çabuk yer bulacak ve eğitim ile daha da güçlenecektir. 15-21 Temmuz 1921 de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün savaşın ortasında daha Meclisin kurulmadı bir ortamda 1. İnci Maarif Kongresini yapıyor olması da Eğitime ne denli önem verdiğini gösteriyor. Şimdi ise Eğitimde eşitlik ilkesi var mı?

İşte toplumumuzda ki insanlarımız GERÇEKTEN EŞİTLER Mİ?

14. Şubat Sevgi Gününüz kutlu olsun

Halim KIZILIRMAK

(BAĞIMSIZ DENETÇİ – MALİ MÜŞAVİR )

BAKIRKÖY KENT KONSEYİ GENEL SEKRETERİ

Bir yanıt yazın

× Bize Ulaşın!