YAZARLAR

CİCİ KUŞ

Küçücük ürkek bir kuş…
Rahmetli annem ne zaman sesini duysa “cici kuş diyor” derdi ve biz bir türlü ikna olmazdık.
Uzun yıllar bu hep böyle devam etti.
Kütüphane bahçesinde dolaşırken o ses bana “cici kuş” gibi gelmesin mi?
Düşündüm de rahmetli annem haklıydı.

Zaman geçince böyle olur?
Bir bir hak vermeye başlarsınız annenize babanıza, ninenize dedenize…
Çocukluk ve gençlik yıllarınızdan kalan yüzlerce hatıra canlanır gözlerinizin önünde.
Bazen karşınıza kurulurlar, yanı başınızda otururlar.
Size de sadece özlemek düşer, anlarsınız.


Güvertede üç yılda adeta devleşmiş mimoza.
O güzelim sarı çiçekler patladı patlayacak.
Bu yıl erkenci galiba.
Nedense dört gözle bekliyorum sapsarı olmasını çünkü nasıl fotoğraf çekeceğimin de az buçuk hesabını yaptım.
Sıcacık bir rüzgar esiyor, gönderdeki bayrak dalga dalga…
Birkaç doğan gittikçe gittikçe yükseliyor ve arada garip sesler çıkarıyorlar, derken…
Yine o kuş…
Küçücük ve ürkek olanı…
“Cici kuş, cici kuş.”
Derin bir nefesin ardından “annem” diye mırıldandım.
Sonra?
Kuşları düşündüm, insana özgürlüğü öğreten kuşları…
Onlar için neler yaptığımı?
Sağa sola su dolu kaplar koyuyordum, ekmek kırıntıları…
Birkaç hazır yuva monte etmiştim kara üzüm asmaları arasına… Fakat iki yıldır ne gelen vardı ne de giden…
Olsun, kim bilir belki bu yıl cici kuşlardan biri şenlerdi yuvalardan birini.
“Sen yeter ki yemini suyunu koy, yuvalarını yap.”

“Kuş gibi olmak…”
Her insanın hayalini süslese de…
“Hafiflemek” anlamında kullanılsa da…
Her geçen gün işleri zorlaşıyor kuşların.
Biz, onların yerinde olmak isteyince yer kalmıyordu onlara.
Hava kirleniyor, sular, besinler…
Ve onca karmaşanın ortasında özgürlüğün ta kendisi olarak görüyoruz kuşları.
Sesleri dinlendiriyor, görüntüleri keyif veriyor.

Gazete yazısı için geç kalmamalıydım.
Kafamda bir sürü konu vardı.
Cep telefonumdan hesabıma baktım, “ek zamlar” henüz yatmamış.
“Mimoza çiçeği” desem, henüz açmamış.
“Kıbrıs’a benzeyen havuz” henüz tamamlanmamış.
Siyasi yazılar yazmak da hiç içime sinmiyordu.
Bu aralar spor yazıları da öyle…
“Ne yazsam, ne yazsam” diye düşünürken…
Yine o ses…
“Cici kuş, cici kuş.”
Köşe yazım hazırdı.

Bir yanıt yazın

× Bize Ulaşın!