CANİNİ SEVDUĞUM
Hani “yazmayayım yazmayayım” diyorum. Konu bolluğu ortasındayız çünkü. ‘Futbol’ yorumcuların işi. Eski futbolcuların, hakemlerin… Biz ki biraz ‘Kumsal’da koşturmuşuz. Biraz ‘Erikliğin Düz’de… Yol kenarlarında… Sonra Necmiati’ye yazılmışız. Trabzon’un en köklü kulüplerinden birine… Fakat “çayırlar biçilecek, inekler beklenecek, odunlar taşınacak” derken yarım bile kalmamış futbol sevdamız. İçimizde uhde olarak kalmış sadece. *** Konuya Fransız değiliz yani. Her mevkide oynamışlığımız var. Zaten insan ‘Trabzonlu’ olunca ‘futbolun kitabını yazmış’ hissine kapılıyor. “İyi mi kötü mü” diye düşünmüyor bile… Fakat bu kadar da kendimizi kaybetmemeliyiz. “Spor” denildiğinde özellikle “futbol” anlıyoruz. Trabzonspor’u hep zirvelerde gördük ya… Yenildiğimizde yemiyoruz içmiyoruz. Ağzımızı bıçak açmıyor. Moral motivasyon yerlerde… Yüzümüzden düşen bin parça… *** Bu sezon biraz da olsa umutlanmıştık. Onca futbolcuyu kadroya katınca… Hesap ettik ki “bu iş tamam”… Fakat gel gör ki kazın ayağı hiç de öyle değildi. Hepimize saç baş yoldurdular. “Trabzonspor bu olamaz” diye neler söylenmedi ki… Adana Demirspor’a elenince… “Bizim mahalle takımını koy, daha iyi oynar” şeklinde cümleler bile kurduk. Düşme hattında olmaya hiç alışık değildik. Hele hele de alt liglerdeki takımlara elenmeye… Ya zirvede olacaktık ya da zirvedekinin ensesinde… Hal böyle olunca ağır geliyor doğal olarak. *** Bizim buralarda taraftar olmanın tarifi öyle kolay kolay yapılamaz. “Sen farklısın, Trabzonspor taraftarısın.” Gol yediğimizde dağlardan denize doğru bir sessizlik çökse de… Attığımızda stadyumda buluyoruz kendimizi… Bahçelerden pencerelerden adeta dalganıyoruz. Maç izlemesek de golleri sayabiliyoruz bir bir. *** Trabzonspor, bölge insanını aşmıştı bir kere… Futbolda ‘Anadolu İhtilali’ gibi bir şeyi gerçekleştirmişti. İlk kez şampiyonluk İstanbul dışına taşınmış… Bir Anadolu Takımı, ülkenin her köşesinde taraftar bulmuştu. Sen şimdi gel de düşme hattında ol… Rakipler için ‘korkulu rüya’ olmak da ne demekmiş? En zayıf takımlar için bile “çantada keklik” sayılmak, bizi iyice yormaya başlamıştı. *** Alanya 26.93 Milyon Euro, Galatasaray 75.5 Milyon Euro, Fenerbahçe 73.15 Milyon Euro, Gaziantep FK 20.08 Milyon Euro, Hatayspor 16.28 Milyon Euro, Beşiktaş 73.15 Milyon Euro, Trabzonspor 81.68 Milyon Euro… Transfermarkt verilerine bakılırsa ‘En Pahalı Takım’ bizimki… Lig tablosuna bakınca durum hiç de öyle değil. “Kâğıt üstünde” üç Alanyaspor’u cebinden çıkarır gibi görünse de… Rizespor galibiyetiyle ancak 11. sıradayız. Afrika’da Moritanya’nın batısında bir adalar ülkesi olan ‘Yeşil Burun’dan gelen Djaniny sayesinde… Takımda o kadar çok ‘kurtarıcı’ olabilecek futbolcu var ki… Belki de en büyük sorun bu. ‘En Pahalı Takım’… ‘Yardımcının Yardımcısı’yla yoluna devam edemezdi. Umarız ‘Efsane’ geri gelir. Çay, kahve ve sohbet, ‘Avcı’yla birlikte iyi gider. Çünkü “canini sevduğum” Trabzon için daha fazla üzülmek istemiyoruz.
Bahaettin Kabahasanoğlu