YAZARLAR

TÜRK BİRLİĞİ

Aman nazar değmesin.
Kaç asırlık bir hayaldi bu?
Kaç bilge lider düştü bu Kızıl Elma’nın peşine?
Asya’nın bozkırlarından Sibirya’ya, Çine, Hind’e sürdüler atlarını…
Avrupa’ya, Orta Doğu’ya, Afrika’ya…
*** Tarihiyle gururlanmak nasıl bir şey?
“Keşke şöyle olsaydı, böyle olsaydı” diyerek coğrafyalar üzerinde uçmak…
Cetvelle çizilen sınırları silip süpürmek.
*** 60’lı ve 70’li yılların çocukları gençleri olarak çok kafa yorduk biz bu ‘iş’lere…
Türk Birliği” dedik…
“Türk-İslâm Birliği”…
Bulgaristan’da soydaşlarımıza baskı mı yapılıyor?
Kırım’dan, Doğu Türkistan’dan acı bir haber mi geldi?
Filistinli gençlerin kolu kanadı mı kırıldı?
Attık kendimizi meydanlara…
Pankartlar, heyecanlı mitingler, köşe yazıları, şiirler…
Derdimiz vardı yani.
*** Biz, az kırımlara uğramadık orda burda…
Bazen yüzlerce yıl koruduğumuz topraklarda…
Bazen öz yurdumuzda…
Ve bu ülkenin en güzel gençleri, en güzel yıllarında düşman kesildiler birbirlerine.
Yıllar sonra fark ettik ortak noktalarımızı fakat birbirimizi de az suçlamadık.
Amerikan, Rusya yanlısı olarak…
Yada Çin…
*** Biz bu ülkeyi çok sevdik.
Hem de öyle böyle değil.
Belki çok yokluklar yaşadık, açlık çektik, yalnız kaldık, oradan oraya sürüldük.
Öldük. Sağ kalanlarımız dağıldı sağa sola…
Yani sizin anlayacağınız yuvadan uçup gitti onca genç, yetişkin…
*** Nasıl olduysa oldu işte.
Aslında büyük bir başarı hikâyesi bu.
aşkımıza kavuşmak üzereyiz.
Bir zamanlar bu topraklarda büyük hayaller kurmak suçtu ve biz, o suçu seve seve işledik. Gözümüz Batı’daydı fakat kalbimiz Doğu’da. Kolay olmayacağını biliyorduk.
Görüp göremeyeceğimiz konusunda haklı olarak şüphelerimiz vardı.
*** Sınıf duvar gazetesindeki “Turan” şiiri yüzünden açığa alınan bir öğretmen olarak yazıyorum bu satırları.
Neredeydik nerelere geldik?
Fakat ne kadar üzücü ki bu şahane haber sanki kaynadı gitti gündemin değirmeninde.
*** Sezar’ın hakkı Sezar’a…
Arap ve Fars dünyasından yana onca zorluğu göze almasına rağmen…
Batı ile zayıflayan, zaman zaman da gerilen ve kesilen ilişkilerle bedel ödeyen bir ülkeydik. Sonunda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın özel çabasıyla Türk Devletler Teşkilatı kuruldu.
Sayın Devlet Bahçeli’nin de büyük desteğiyle…
İnşallah Avrupa Birliği gibi yeni bir güç doğar.
Başkanlığa getirilen, AKSAÇLI seçilen Sayın Binali Yıldırım’a başarılar diliyoruz. *** Atatürk’ü bir kez daha okumanın tam zamanı.
Özellikle “Bugün Sovyet Rusya dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir.
Devlet olarak bu dostluğa ihtiyacımız var.
Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez.
Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir.
Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler, avuçlarından sıyrılabilirler” diye başlayan 88 yıllık sözünü…
*** Bir şey daha…
Mademki yüzlerce yıllık bir hayaldi.
Mademki bu başarı hikâyesindeki imza ortada.
İmzalar…
Batı ile ilişkilerimizde dengeyi koruyan…
ABD ile Rusya arasındaki satrançta piyon rolünden kurtulmaya çalışan bir Türkiye görüyorum.
Çocukluk ve gençlik yıllarımızın hayaline, yaşarken kavuşmak güzel. *** Sıra eğitimde, kültür sanatta…
Geç kalınmış bir seferberliğin öncelikli olarak gerçekleştirilmesinde…
Bu işler öyle konuşulduğu kadar kolay değil, biliyoruz. “Türk Birliği” ülke genelinde bir heyecana yol açmıyorsa…
Yazılı ve görsel basında öne çıkmıyorsa…
Sohbetlere konu olmuyorsa…
Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ekibinin bu konuya odaklanması lâzım.
*** Hele şu salgın belâsı bi bitsin…
Ulaşım, on yıl öncesi gibi olsun, cüzdanımıza fazla dokunmasın yani…
Dersimizi de biraz çalışalım, “nereden nereye” diyerek…
Başlasın Doğu yolculuğu. Aslında trenle de olur.
O şehir senin, bu şehir de senin, düşelim yollara…
Yüzlerce yıllık bir kavuşma olacak bu.
Tarihe kayıt düşüldü bir kere…
Konsey, Teşkilat derken…
Güzel şeyler oluyor Ankara’da, Bakü’de, Astana’da, Aşkabat’ta ve Bişkek’te.

Bir yanıt yazın

× Bize Ulaşın!