SONBAHAR
“Acının değişmez dipnotu” diyenler olmuş.
“Hüznün adresi” de…
Belli ki en çok kalemin kağıdın mevsimidir Sonbahar. İlham perisi…
*** Sonbahar…
Yalnızlığı, yok oluşu çağrıştırdığı için derinden sarsar bizi. Hani sen, ben, o…
Hepimiz yolcuyuz, gün gelecek gelemeyeceğiz ya…
*** Bu aralar mevsimler de iyice birbirine karıştı.
Sanırsınız yaz ve kışa kalmış dünya.
Biri bitiyor, diğeri başlıyor, derken…
Sonunda sıcak bir rüzgâr esti ki “kıble”dir bizim buralarda…
Önce fındık bahçeleri pes etti, dallarında yaprak kalmadı.
Yemyeşil çimenler çıktı ortaya.
Bir de sarıya çalan onca ağaç sahne aldı, kartpostal gibi…
Keyfine doyulmaz bir manzara, “işte sonbahar bu” diye söylendim.
*** Yaylalar, beyaz örtünün altındayken yalancı bahara aldanan çiçekler böcekler görebiliyorsunuz.
Hayat devam ediyor, en doğalından en yapayına kadar. Spor, siyaset, sanat ve salgın…
Sanırsınız “s”lerin saltanatı.
*** Sonbahar hatırlatır. Dökülen yapraklarla…
Göçmen kuşlarla…
Kar kış öncesi son çırpınışlarla…
Sanki biraz da vicdan muhasebesi yaptırır.
Kırdığın, kırıldığın insanlarla…
Aldığın ahlarla vahlarla…
Dualarla…
Olanlarla olmayanlarla…
*** Sonbahar sohbettir, özlemdir, aşktır, kitaptır. Sonbahar, diğerlerine benzemez.
Şairin dediği gibi…
Diğerleri mevsim, sonbahar sanattır.
*** Ne zor şeymiş
Ne zor şey Allah’ım
Başkaları adına düşünmek
Onlar için
Ve onlar uyurken
Şarkılar türküler
Üşenmeden şiirler döşenmek
Ne zor şeymiş
Ne zor şey Allah’ım
Harfleri yan yana getirmek
Notaları, renkleri
Evlât gibi
Adam olduklarını görmek
Önlerine sonsuzluk halısı sermek
Ne zor şeymiş
Ne zor şey Allah’ım
Düşmanı dost yapmak
Çirkinlikleri güzel
Geçinip gitmek Sayısal sözel