RADYOYU YENİDEN KEŞFETMEK
Her ne kadar gerçek mucidi Nikola Tesla görülse de…
İlk sihirli kutuyu İtalyan fizikçi Marconi’ye borçluyuz (1895).
İngiliz James Maxwell (1865) ile Alman Heinrich Hertz’in (1888) radyo dalgalarının yayılma teorisi konusundaki çabalarını da not edelim.
*** 6 Mayıs 1927’de ilk radyomuza kavuştuk. Si
rkeci’deki tarihi postanede…
Ardından Ankara Radyosu ve diğerleri…
Trabzon Radyosu ise 1 Aralık 1968’de merhaba demiş bizlere. *** Radyonun tarihçesi bir kenara…
Bu sihirli kutuyu yeniden keşfediyoruz sanki.
Bir zamanlar, özellikle de akşamları…
Adeta etrafında toplanırdı tüm aile.
Ya da kahve milleti…
Savaş mı çıkmış?
Darbe mi olmuş?
Astronotlar uzay yolculuğuna mı başlamış?
Yurttan Sesler…
Spor Saati…
Fakat ille de “Arkası Yarın”…
En çok sevdiğim kısmı burasıydı sanki.
Radyo Tiyatrosu yani…
*** Hani “kitap okumak” mı yoksa “film izlemek” mi hep tartışılır ya…
Hangisi daha önemli diye…
Kitap okumak bir adım öndeydi her daim.
Çünkü sahneyi sen hayal ediyorsun. Karakterleri…
Sinemada ise “budur” dercesine karşımızda.
O zaman şöyle yaparım yorumumu: “Mademki okumak, görmekten daha değerli…
Duymak da aynı hissi verebilir.
” Sahne canlanır gözlerinizin önünde. Sen de oralarda bir yerdesin.
Belki de bulutların üzerinde.
*** Radyonun pabucunu dama atan televizyonun da bir belalısı çıktı sonunda.
Cep telefonları sayesinde sosyal medya.
Sanal alem.
Radyo ve televizyondan daha derin oldu etkisi.
Medya canavarı, her geçen gün artırdı medya mahkûmlarını.
Derken…
Her şeyi çabucak tükettiğimiz gibi esaret yıllarımızın da sonuna geldik galiba.
Tamam, dünya cebimizde…
Nerede ne olmuş?
Kim ne demiş, dememiş?
Spor, sanat, siyaset…
Fakat bir yere kadar işte
. Eski dost yeniden sahne aldı.
Yeniden keşfettik radyoyu.
Her saat başı kısa haberler.
Kaliteli sohbetler…
Ve müzik…
Medya savaşlarından yara alsalar da…
“Radyo işi bitti gitti” yaygaraları arasında ayakta kalan çok güzel kanallar var.
Şu kütüphane açılışı öncesinde ve sonrasında nasıl da yetişti imdadıma anlatamam.
*** Radyolar radyocular…
Bilin ki kulağımız sizde.
Çay kahve içerken…
Bahçe işleriyle uğraşırken…
Seyahat ederken…
Bir şey daha…
Yeniden sizin döneminiz başladı gibi…
Seviliyorsunuz.
Bu yazsı için hocama teşekkür ederim eski bir Radyo Sahibi olarak.
Ramazan KOŞAK