YAZARLAR

ESKİ BAYRAMLAR

Bayram sürecinde bir sonraki yazımın konusunu düşünürken eski bayramları yazmak aklıma düştü. İki bayram arası iki ay on gün olarak bilinir. Ramazan Bayramı kış aylarına yaklaştıkça ardından giden Kurban Bayramı mevsim olarak geriden gitmenin farklılığını yaşar.


İki yaşında Bakırköy’e geldiğimizden bu yana İlçemden hiç ayrılmadım. Bu vesileyle kendimi bildim bileli bayramları burada yaşadım. 24 Kasım 1997 yılına kadar yaşadığım Kartaltepe mahallesi Naci Karacan sokakta özellikle çocukluk yıllarımda sokağımızda bulunan on üç adet tek katlı evlerimizdeki komşu büyüklerimizi bayramın ilk sabahı ziyaret ederdik. Kimi mendil, kimi para, kimi şeker verirdi. Bir gün öncesini unuttum sanmayın. Bayramlık tıraşımı olup kıyafetlerim bir yana ayakkabım baş ucumda uyurdum. Bu satıra gelene kadar her şey yolunda giderken kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Aklıma beni ve ablamları tertemiz giydiren evimizin direkleri annem ve babam geldi.


Eski komşularımızdan ise yirmi dört kişiden üç kişi hayatta, diğer tüm büyüklerim vefat ettiler, hepsi nur içinde yatsınlar. Öğleden sonra Aksaray Yusufpaşa’da oturan Komiser Süleyman dedem ve babaanneme giderdik. Babamın kardeşleri ile orada hep birlikte öğlen yemeği yer bayramlaşır hoş sohbet ederdik. Dedemden çekindikleri için babam ve Yılmaz amcam rakılarını arkadaki küçük odanın pervazına koyar gider gelir orada içerler, ben de gözcülük yapardım.


Annemin babası pehlivan Yusuf Tanyeri dedem ve Anneannem Kartal’da otururdu. Kartal’a gitmek kolay değildi tam dört vesait değiştirerek giderdik. (Bakırköy-Aksaray-Karaköy-Kadıköy ve Kartal) Anne tarafım çok kalabalıktı. Teyzeler, halalar hepsine her bayram aksatmadan giderdik. Senede iki kere de olsa bütün akrabalarımızı görürdük.


Bakırköy’e döneceğimiz son gün Erenköy’de oturan Bakiye halam ve İrfan enişteme uğrar son olarak onlar ve kuzenlerimizle eğlenceli saatler geçirirdik.
Şimdi ne durumdayız; cep telefonu ile görüntülü ya da görüntüsüz bayramlaşmalar. Birçoğunuzun salgın var, olması gereken bu dediğini duyar gibiyim. Hepimiz birbirimizden koptuk, samimiyet kavramı yok oldu. Selamlaşma başka bir deyişle hasret giderme de değişti. Uzun süre görmediğin arkadaşın ya da akrabanı sarılıp öpemiyor yumruk teması ile merhabalaşıyorsun. Sanırım robotlar hayatımıza girmeden bizler birer robot olduk. Dini ve resmi bayramlarda birbirimizi kucaklayabileceğimiz günlere kavuşmak dileği ile.

Not : Bugün bizim evlilik yıldönümümüz
1 Ağustos 1989
Bize ve herkese sağlıklı ve mutlu yıllar dileriz.

Kendinize iyi bakın.

Bir yanıt yazın

× Bize Ulaşın!