DEPLASMAN GALİBİYETLERİ SERİSİ
Fenerbahçe takımı deplasmanda iyi futbol çıkarabiliyorsa,
Evinde neden bu kadar aciz, teslimiyetçi oluyor.
Erol hoca bu duruma acil çözüm bulmalı.
Belki de psikologlar göreve başlamalı Fenerbahçe’de.
Deplasmanda kendine güvenli oynuyor Fenerbahçe’de her futbolcu.
Konyaspor maçı Fenerbahçe için aslında bir dönüm noktasıydı. Kaybedilecek puan iddiasından uzaklaştıracaktı Kanarya’yı.
Fenerbahçe takımı oyuna istekli, hızlı ve üçüncü bölgede baskılı başladı. Oyunun başından itibaren gol pozisyonlarına girdi. İsabetli şutlar çektiler.
Topu sağdan aldılar sola çevirdiler. Rakiplerinden toplar da kaptı Fenerbahçe oyuncuları. Takım savunmasını hep birlikte yardımlaşarak yaptılar.
Fener takımı ataklarda da savunmada boş alan bırakmadan Pelkas, Mert Hakan, Novak, Gökhan ile dengeli çoğalarak tehlike yarattılar.
Mert Hakan çalışkandı, Pelkas ve Sosa faydalı oynadılar. Saamuel’i tutamadı Konyaspor’lu oyuncular. Fenerbahçe’nin çoğu ataklarını sürükledi Samuel.
Mert Hakan’nın akıllı ortasında Gökhan’nın kafa pasını Szalai golle süsledi.
Pelkas’nın rakip savunma arasından sarkıttığı güzel pası Samuel golle sonuçlandırdı.
Ancak İkinci yarıda Fenerbahçe takımının bariz sıkıntısı ortaya çıktı. Oyunu daha çok kendi sahasında kabul ederek skoru korumak isteyen tarzda oynadı Fenerbahçe.
Konyaspor’un atakları da ikinci yarıda Fenerbahçe takımını tedirgin eder cinstendi.
Erol hoca bu maçla virajı alıp kredisini arttırmış oldu.
Fenerbahçe takımı bu deplasmanda ilk devre oynadığı bu futbolu ikinci yarıya da yaymalı ve evinde de bu futbolu oynayabilmeli.
Fenerbahçe takımı istenen futbolu oynayabiliyor, futbol yoksunu değil anlaşılan.
Evinde rakibin kapanarak oynaması Erol hocaya haklılık vermez.
Deplasmanlarda başarılı olması bir tılsım gibi adeta.
Aynı tılsımı eve de ister Fenerbahçe taraftarları.
Olmuyorsa taraftarların Erol hocadan hakkıdır sormak!
Evimizde neden kabız futbol oynuyoruz?
Neden kendi sahamızda oynadığımız maçlarda ekranların karşısında rahatça, zevk alarak seyredemiyoruz maçlarımızı ?