DAHA ÖNCE AVLANMAYAN BALIKLAR
Çok çok eskiye gitmeyelim.
Ünlü seyyahımız Evliya Çelebi, 1640’ta geçince bu kıyılardan…
Üzümünden, elmasından, armudundan ve hurmasından da bahsetmiş. Bir de binlerce çeşit balığından…
İlle de hamsisinden…
*** Yaşadığımız şu müsilaj belasından sonra hâlâ balık çıkıyorsa denizlerimizden şanslıyız.
Ve balık yeniliyorsa…
Av sezonu açılalı bir buçuk ayı buldu. Tezgahlara kolay kolay yaklaşılmıyor. Anlaşılan her yıl olduğu gibi yine hamsi kurtaracak bizi…
*** Denizlerin “Mavi Vatan” olduğunu yeni yeni öğrensek de…
Biz bölge sakinleri için balık tarlası gibi bir şeydi Karadeniz. Ekmek teknesi…
Fakat “daha çok, daha çok” diyerek…
Ağları “daha derine, daha derine” atarak… Silip süpürdük…
*** Alınan tedbirlerin işe yaramadığını kimse söyleyemez.
Denizlerimiz havadan denetleniyor, balık hallerinde de gelen giden belli…
Hem, her cep telefonu, koca koca kameraların yaptığını yapıyor ki paragözlerin işi çok zor artık.
*** Balıkçıları denetlemek kolay…
Asıl sorun denize dökülenlerin denetlenmesi.
Atık sular meselesi yani.
Uzun vadeli bir planlama ve sıkı tedbirlerle mesafe alabiliriz ancak.
*** Ülkemizde avlanan balığın yüzde 77’si Karadeniz’den…
Böyle olunca gözümüz gibi bakmalıyız Mavi Vatan’a.
53 balık türünden 10’unu yok ettik.
Yetinmedik, 12’si de tehlikede…
Buna karşılık Karadeniz yine de cömert davranıyor bize.
Yeni yeni balık türleri sunuyor.
Daha önce avlanmayan balıkları da avlamaya başlamış bizim uşaklar.
Gelincik, mercan, sarıgöz ve orkinos derken…
Fener balığı da varmış içlerinde.
Ne diyelim?
“Pazar olsun, hayrolsun.”