YAZARLAR

BİZ İYİ BİR İNSANMIYIZ ?

Merhaba;

Bugün iyilik üzerine konuşalım, yazalım, dinleyelim, soralım, kendimizi sorgulayalım. Hatta benim iyilikten anlayışım nedir ben iyi birisi miyim diye aynaya bakıp soralım mı?

İyilik kavramı sanırım çok değişik bir kavram;  kimine göre, fakir birine para vermek, kimine göre elbisesi olmayana elbise almak veya vermek, kimine göre yemek yedirmek, dinsel inançlara göre fitre ve zekât vermek, sokak hayvanlarına mama vermek veya diğer şekillerde beslemek, engelli bireye ve bireylere maddi destek vermek, ihtiyacı olana burs vermek, sokakta dayak yiyen bir çocuğa veya kadına müdahale edemediğimiz zaman sonrasında vicdanen üzülmek gibi sıralayabiliriz.

İyilikle ilgili sanırım sizlerin de ilave edeceği birçok görüş olacaktır. İyilik yapmak demek bir bireye destek vermek o an için mutlu ettiğimiz bireyin bizim vicdanımızı rahatlatması iyilik olarak sayılmaması gerek. Biz gittiğimizde gene çaresizlikleri ile baş başa kalacaktır.

Vicdanımız hemen huzur bulmamalı sanırım bu nedenle; İyilik sürdürülebilir olmalı ve sürdürülebilirlik süresi içerisinde bireyin kendine, çevresine, ailesine, arkadaşlarına, yaşadığı topluma, milletine fayda sağlayacak düzeyde olması halinde yapılan iyilik olarak adlandırabiliriz.

İyiliği bireysel olarak ele almamamız gerekecektir. Kendi çıkarlarımız, duygularımız için ve reklamasyon amaçlı yapmamak gerekecektir. İyiliği sosyal sorumluluk içerisinde ele aldığımız da hep birlikte olmanın nasıl güzel bir duygu olduğunu işte o zaman anlayacağız.

İyiliği yaptığımızda benim görevim tamamlandı mantığı ile dönüp gittiğimizde sürdürülebilirlik olmayacaktır. Şayet bir şeyin iyilik olmasını işitiyorsak örnek davranışlar içerisinde teşvik yapmamız gerekecektir. Teşvik belki de dünyanın en zor işlerinden biri olsa gerek. Teşvik yapabilmek için önce kendi yüzümüzün kendimize gülmesi gerekmektedir. Toplumsal iyilikler içerisinde paylaşım yapabiliyorsak ve bu paylaşımı bireyselleşmeden kişiselleşmeden yapıldığında iyilik yapılan ne ise onunda sizin yanınızda olmasını sağlamış olursunuz.

Bir çocuğa burs verdiğinizde takibini yapabiliyor iseniz o bireyin sonunda geleceği zirveyi paylaşmak en güzel iyiliklerden biri olacaktır. İyilik yapacağınız her kim ise mutlaka kalıcı çözümleri olan hayat veren bir katkı olmalıdır.

Bireysel geçici teşvikler bizi rahatlatırken toplumumuz içerisinde olanları da ne yazık ki daha çaresiz hissetmesine neden olmaktadır. Hiçbir iyilik karşılıksız kalmayacaktır, bildiğimiz ATA sözümüz olan “İYİLİK YAP DENİZE AT” burada kendinle övünme kendini ve çevreni teşvik et olarak algılamalıyız.

Bazen de iyilik yaptığınızı söylediğiniz kişilerden zarar gördüğünüz de ben o kadar iyilik yapmıştım aslında demekten kendimizi alıkoymalıyız. Oysaki yapılan belki de içerisinde teşvik barındırmayan takibi yapılmayan bir iyiliktir.

Sakın zannetmeyin ki Seçim zamanlarında seçmene iyilik yapanların iyilik yaptığını, onların toplumun dengelerini ve algılarını yıkarak ne yazık ki kendilerine kötülük yapmaktadırlar.

Çünkü siz birisine öyle veya böyle bir destek verdiyseniz o destek ile kişi kendini ileriye yönelik hazırlamalı ve topluma kendisi de fayda sağlayacak gücü bulmalıdır.Kendi menfaat ve çıkarlarımız için yapılacak her türlü yardım ne yazık ki iyilik değil karşımızdakini daha zora sokmaktan başka bir şey değildir.

O halde İyilik dendiğinde; süreklilik ve toplumsal kalkınma planlarını, kişilerin kafalarında eğitim, teknik, bilimsel, fiziki, milli duyguların yetiştirildiği Medeniyetler içerisinde yaşamaları gerektiği sen ben ayırımının yapılmadığı her kesin eşit olarak yaşam haklarının var olduğu, dünyada ki tüm canlılar için uygun davranılması gerektiğinin verildiği bir görüş ve davranış şekli ve birlikte topluca bir şeyler yapabilmek iyilik sayılacaktır.

Mart ayına saatler kala Şubatın son gününde esenlikler dilerim. Birlikte olun birlikte üzülün birlikte sevinin ama sağlıklı kalın…

Halim KIZILIRMAK

(BAĞIMSIZ DENETÇİ – MALİ MÜŞAVİR )

BAKIRKÖY KENT KONSEYİ GENEL SEKRETERİ

Bir yanıt yazın

× Bize Ulaşın!