YAZARLAR

MEDYA MAYMUNU

Başlık çok önemli…
Kimi, başlığı bulmadan yazıya başlamaz. Kimi de yazının sonuna kadar sabreder. Kim bilir, belki de oralarda bir yerdedir. Rahmetli babaannemin, komiklik yapmaya çalışanlar için kullandığı “tiyatura maymunu”ndan aklımda kalmış olabilir.
Çocukluk, gençlik yılları ve edebiyat…
Hikâye, şiir, masal, roman, oyun, senaryo…
Onlarca yarım kalan projeniz olur ya…
Benim de yarım kalan projelerimden biriydi Medya Maymunu…
Yazılı ve görsel basının nabzını tutan bir duayenden dinlemiştim. Bir sunucunun etrafında dönüyordu dünya…
Işıltılı hayatların filizlendiği karanlıklar filan…
Patronlar, çalışanlar, dolaplar…
*** Aslında ne çok güvenmiştim “Medya Maymunu”na?
İyi bir yapımcıya denk gelseymişim, yönetmene…
Olmamıştı işte. Onlarcası yüzlercesi aklınızın bir köşesinde bekler ya…
“Bekleme Odası” gibi bir yerde…
Tam da öyle olmuştu benim için..
Bugünlerde medya dünyasındaki dalgalanmalar dev tsunamiye dönüşünce…
Yeniden hatırladım projeyi. Notlarıma şöyle bir göz attım. Bir anda haber merkezinde buldum kendimi. Haber masasında…
*** Neler oluyormuş haber dünyasında?
Yazılı basın, görsele doğru hızla evrilirken…
Sosyal medya her şeyi sarıp sarmalarken…
Tanıdık yüzler, günün yirmi dört saati evinizin orta yerine kurulurken…
“Medya Maymunu” diye mırıldandım.
*** Her şey gibi medya da büyüdü. Hem de öyle böyle değil. Haber peşinde koşturanlar ve masadan ziyade ekrandaydı o büyülü güç…
İşin mutfağında yüzlerce yüz olsa da…
“Ekran yüzü” onlardı. Çok zor olduğu kadar aynı zamanda tehlikelidir bu dünya…
Kendine iyi bakacaksın, başkalarına da…
Yazdıkları yazı ve yaptıkları haber karşılığında maaş artı küçük ikramlar kesmeyince pek çoğunu. Türlü türlü işlere bulaştılar. Ekranlar karardı sanki. Bazı yüzler çirkinleştikçe çirkinleşti.
Hani bir zamanlar kostümünden mimiklerine kadar dikkat ettiklerimiz…
“İyi idare etti” dediklerimiz, bir anda silikleşip soluklaştılar. Hepsinden de önemlisi…
“Medya Müsilajı” olarak kayıt düşüldü tarihe. Ne diyordu Şair?
Biz büyüdük ve kirlendi dünya
*** Beklenen bir süreçti. Bu konuda en sevdiğim örnektir kar topu…
Hani kar topu yapmak için şöyle avuç dolusu kar alır, biraz sıkıştırdıktan sonra yamacın başında işe koyulursunuz ya..
. Gittikçe gittikçe daha da büyür kar topu. Hele çimenler de ortaya çıkmışsa…
Yerde ne var ne yoksa, çalı çırpı filan…
Onlara sarılarak büyüyen dev kar topu, kardan başka şeylerle de bütünleşmiştir.
Siz, uzaktan bakıp, “kar topu” deseniz bile…
Biraz çalı çırpı ve taş topudur aynı zamanda…
Yani?
Büyümüş ve kirlenmiştir.
*** Her gün yeni bir artçı sarsıntı…
Ve itibarsızlaştırılmaya çalışılan koca bir sektör…
Yıllar önce “Medya Maymunu” diye bir dizi hayalim vardı ya…
Hemen her yıl, ertelemekten yorulduğum…
Şimdi bakıyorum da hangi kanalı açsak, orada oynuyor.

Bir yanıt yazın

× Bize Ulaşın!