MUĞLA VE İSTANBUL
Geçmişim ve bugünüm olan iki şehrimiz.
Babam Şükrü Saygı Muğla, ben ise İstanbul doğumluyum. Komiser Süleyman dedem görev için İstanbul’a geldiğinde babam 15 yaşındaymış. Aksaray Vatan caddesindeki Ahmediye karakolunda görevini yapan dedeme rüşvet teklif ettikleri için emekliliğini istediğini ve Muğla’ya yayla evine döndüğünü büyüklerimden duymuştum. Dedemden aklımda kalan; evde kesekağıdı yapar pazarcı arkadaşına satarmış. Sizce yeseydi bu işi yapar mıydı?
Üç yaşında annemle Muğla’ya gitmiştim. Dedemle Muğla’da gezerken simitçiyi gördüğümde dede senin karnın acıkmadı mı demişim. Dedem hep anlatırdı. Tren Muğla yolculuğumuzun keyif veren tarafıydı. İstanbul’dan aldığımız gazete ve mecmuaları köylerden geçerken benden büyük çocuklara attığımızı bugün gibi hatırlıyorum. Zaten o yaşta aklımda simit ve gazeteleri attığımız kalmış.
9 Eylül sabahı baba memleketi Muğla’mızın Bodrum ilçesindeydik. Ablam ve eniştem ile çok güzel bir tatil geçirdik. 21 Eylül akşam Torba garajdan binip 22 Eylül sabah İstanbul Esenlerde indiğimiz yolculuğumuzda iki farklı hava yaşadık. Bodrum’da gündüz denize girdik, ertesi sabah yağmurlu ve serin havada İstanbul’a indik. Taksiler dolu geçiyor boş olanlar da yüzümüze dahi bakmıyorlardı.
Bir tatilin daha sonuna gelmiştik. Pahalılıkta eskiden Bodrum İstanbul’dan daha pahalıydı şimdi ise her iki taraf da aynı. Pardon, Bodrum garajının WC si 5TL, İstanbul Alibeyköy garajın da ise tuvaletinizi 1TL’den yapıyorsunuz.
Teşekkürler İBB.
Tatil dönüşü yazımı yazmak biraz zor oldu.
Kendinize iyi bakın