GÜNDEMSİYASET

SİYASETİN ÖTEKİ YÜZÜ

Sevgili okurlar Gazeteci olmak zor asla kimseyi memnun edemezsiniz.

Çoğu zamanlarda itham edilir ya da biraz daha ileriye giderek hadlerini aşarak tehdit dahi edilirsiniz.

Basın mensubu ya kendisine gelen ihbarlar ya da bizzat çağırılarak haberlerini hazırlar ve yayınlar, basın mensubu olağanüstü durumlar haricinde haber kaynağını açıklamak zorunda değildir. Ancak mahkeme kararıyla oda mahkeme heyetine gizli olarak açıklar.

Geçen ay 16 Nisanda İyi Parti Bakırköy İlçe Başkanlığında yapılan İlçe yönetim toplantısından sonra toplantıya katılanların çoğunluğunun Koronavirüse yakalandığı duyumunu aldım.

Ve araştırıp teyit ettikten sonra haberini yapıp yayınladım.

Hatta kendilerine geçmiş olsun dileklerimi de ekledim.

Bu arada zaten sosyal medyada bu dillenmiş ve paylaşılmış.

23 Nisan günü İyi Parti İlçe Başkanı Ülkü Ayaydın beni telefonla arayarak bu haberi kime danışarak yaptın ?

 Benden izin aldın mı ?

Nezaketsizliğinde bulundu Hatta daha da ileriye giderek ya kimin söylediğini söylersin ya da seni mahkemeye veririm diye tehdit etti.

Bu çok üzücü hem de Kadın bir İlçe Başkanının ağzına yakışmayacak üsluptaki konuşma ayrıca hem hatalı hemde üste çıkmaya çalışmakta.

 Yasak olduğu halde ilçede toplantı yapıyorsun insanların hayatını tehlikeye atıyorsun insanlar koronavirüse yakalanıyorlar bu bir şey değil !

 Ama ayyuka çıkmış sosyal medyada duyulmuş paylaşılmış bu konuda haber yapan basını tehdit ediyorsun.

Birde benden izin aldınız mı ?

Basın mensubu hiç kimseden icazet almaz aklına ve mantığına uyan ve teyit ettiği haberi yapar karşı tarafın söz hakkı saklı kalmak kaydıyla;

 Yoksa siz bizim patronumuz odunuz da basının haberi mi yok ?

İyi Parti İl Başkanıyla görüşmek için il sekreterini aradım. Fakat il sekreteri Kendilerini ilgilendirmediği halde siz bize söyleyin biz iletiriz tarzında gayri ciddi  konuşmaları neticesinde mecburen Bakırköy’den sorumlu ,  Üçüncü bölge Başkanı Selçuk Karasu ile görüştüm konuyu ilettim. Kendisi konuyu il Başkanına ileteceğini söyledi.

 Bunun neticesinde beni il Başkanının sekreteri tekrar aradı, kendisinin bu hafta çok yoğun olduğunu söyledi.

 Bayram sonrası pazartesi veya Salı günü randevu ayarlayıp sizi arayacağım dedi. ama bu gün oldu hala  ses çıkmadı.

Basının kimseyle şahsi meselesi yoktur ve olamaz da şahsi meleseler bu işin dışındadır.

Fakat iş tehdit veya hakarete varırsa tüm basın mensupları gerekeni yapar gerekirse onlar konuyu yargıya taşırlar.

Ayrıca üzülerek söylüyorum ki siyasetin bu kadar basitleştirilmesine karşıyım.

 Siyaseti, Siyaset bilimlerinden, Ekonomiden ,Teknolojiden, Tarım ve Hayvancılıktan, Toplum ilişkilerinden anlayan bu konuda tecrübe kazanmış  kişilerin yapması gerekmez mi ?

Bir kişi çevresi veya tanıdıkları vesilesiyle siyasette deneyim kazanmadan bir yerlere getirilirse durum ortada;

Asıl yanlış olan bir şeyde parası olan siyaset yapar mantığı ?

 Yani parası olan her şeyi yapma hakkına sahiptir öyle mi?

Bir sonraki yazılarımda olayların geçmişten bu güne kadar yansıyan konularını ele alacağım.

Yazımın içinde belirttiğim gibi karşı tarafın söz hakkı vardır.

Gelecek yazımın konusu < BEN BU İTTİFAKI İÇİME SİNDİREMİYORUM>  yakında İNTERNETHABERCİ.COM’ da.

Ramazan koşak

Bir yanıt yazın

× Bize Ulaşın!