KAZIM ERYÜKSEL BAKIRKÖY SANAT AĞACINDA BİR ÇOK FİDAN YETİŞTİRDİ
Değerli Tiyatro ve Sinema oyuncusu Aylin Kılınçarslan Hocası Kazım Eryüksel’i hem anmak hem de Tiyatroya verdiği emekleri yaşadıklarını anlattı.
Kazım Hoca tiyatroya 19663 yılında başlamış vefat ettiği 2013 yılına kadar tiyatronun içinde yer almıştır.
Kendisiyle (BASAD 1995) Bakırköy’lü Sanatçılar Derneğinin kuruluşu döneminde bir araya geldik o zamanlar Cihat Tamer’le mahallenin Muhtarları dizisinde oynuyordu.
Kazım hoca öğrencilerine siz benim hamurumsunuz iyi yoğrulursanız inanılmaz şeyler yaparsınız derdi. 96 97 döneminde basad’da tiyatro dersleri veriyorlardı. Ben o dönemde Radyo programcılığı yapmaktaydım.O dönemde Basad kitapçılar çarşısının orda iki katlı binada eğitimlerini veriyordu.
İlk gittiğimde birçok çalışma vardı diksiyon çalışmaları ,tekerlemeler Müzik,duruş şekilleri ben bunları görümce gözüm korktu kaçtım.Ama sonra cesaretimi topladım ve Tiyatro aşkım her şeyin üzerindeydi Tiyatrosuz yapamam dedim ve Kazım Hocanın Öğrencisi oldum. Eğer yeteneğim yoksa hoca bana hissettirir içimde ukde kalmaz diye düşündüm.
Ve başladım tam sekiz sene Kazım hocayla çalıştım. Kazım hoca sahnedeki her şeyi bize öğretirdi bütün diyalogları sahne duruşlarını Arkadaşlarının sahnede senizor duruma dşürebileceğini ve bundan nasıl çıkılacağını en ince ayrıntılarına kadar öğretirdi. Bunları konservatuvarlar da öğretmezler derdi.
Porfesyonel haya geçtiğimde Gazanfer Özcan Tiyatrosuna geçtiğimde bire bir yaşadım dediklerini. Birde Annemlerle Bakırköy’e alışverişe gelmiştim. Bir baktım Suna Pekuysal Avşar sinemasının yanında alışveriş yapıyor. Tarık Akan Cihat Tamer, Üstün Asutay her an karşınıza çıkabiliyordu. Bakırköy Tiyatro ve Sinemanın merkezi gibiydi.
Kazım Eryüksel Tiyatroya aşı biriydi, mesleğinde asla ödün vermeyen biriydi. Dönem dönem maddi sıkıntılar yaşasa da işinden taviz vermezdi. Bizlere her şeyi öğretmeye gayret ederdi mesele Patron tiyatrolarında sadece öğrenmemiz gerekenleri gösterirlerdi amaç işi yapmaktı.
Bizleri sahne arkasına da sokar dekordan tutunda sahne düzenine ve kıyafetlere kadar öğretmeye gayret eder, hiç kimse birbirini sevmek zorunda değil ama işini en iyi şekilde yapmak zorunda derdi. Sahne aksesuarlarımızı her zaman kontrol etmemizi söylerdi sahnede zor durumda kalmayalım diye. Turnelere giderken kendi aksesuarlarımızı hazırlar turne boyunca onlardan sorumlu olurduk.
Yıllar sonra çalıştığım Gazanfer Özcan ve diğer tiyatrolardaki oyunlara davet ederdim gururla gelir seyrederdi. Çünkü kendisi de bu ustalarla bir arada olmuş ve sahne almıştı. Mesela bize bedeniniz enstrümanınız derdi. Onu iyi kullanırsanız seyirciye hakim olursunuz.
Yeni yetişenler hemen oyuncu olup dizilerden para kazanmanın peşinde işin incelikleri onları ilgilendirmiyor. Kilomuza sesimize dikkat ederdik bir düzene girerdik. Hatta sahneniz varsa ölmeye bile hakkınız yok derdi. Ölürsen arkandan tabutuna vururlar derdi.
Dikkat çalışmaları yaptırırdı bize bunları polislere yaptırırlar derdi, gözlerimizi bağlar dikkat çalışması yaptırırdı.
Kazım hoca Bakırköy’de çok emek verdi çok talebe yetiştirdi. Biz Kazım hocayla BASAD’da başladık ama daha sonra bazı nedenlerden dolayı hoca ayrıldı ve kısa bir dönem BADER’de çalıştık
Sonrasında AFEM’de çalıştık ve en sonunda Kazım hoca SATER’İ kurdu.Sanat Severler Derneğinde güzel çalışmalar yapmaya başladık dönemin Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı çok destek oldu Altan Erbulak sahnesinde çalışmalarımızı ve oyunlarımızı oynamamıza izin verdi. Biletlerimizi bile kendimiz satardık, hatta kendiside oyunlarımıza gelir seyrederdi.
??????
Ahmet Bahadırlı kendi tiyatromuzu kuracağız sizlerle demişti Kazım hocaya. 3,4 sene ocaktan haziran ayına kadar her Salı Altan Erbulak sahnesinde oynadık. Kazım hocada ben bunu seviyorum kıyamam ona şu rolü vereyim gibi bir ayrıcalık asla yoktu.
Bir sıkıntıdan dolayı kadromuz dağıldı, Onu sarsan tek şey on yıllık emek verdiği ekibin dağılması oldu. Hoca zorlu bir ortamdan geçti ama yılmadı ve gene yoktan var oldu yeni bir kadro kurdu. Tahta köprüye yakın bir kurs yeri açtı ve bir çok kursiyeri oldu. Bir dönem Beylikdüzü’de kurs açtı öğrenciler yetiştirdi.
O dönemde diziler revaçtaydı. Kazım hoca da oynuyordu ve bizleri de göndermeye başladı artık yetiştiniz diyerek ama gene de Tiyatro hep birinci önceliğimizdi.
Kazım hoca rolün küçüğü büyüğü olmaz uzunu kısası olur derdi. Rolünüzü önemseyin. Kazım hocanın müzikallerinde şarkıları söylerdim çünkü Vedat Çetinkaya’nın korosunda eğitim almıştım.
Usta çırak ilişkilerine de önem verirdi. Ve Emeğe saygıyı ondan öğrendik. Oyun varsa ölmeye bile hakkın yok derdi; sonra tabutuna vururlar bizi niye yarı yolda bıraktın diye.
??????
En son (SASED) Sanat Sevenler Derneğini kurdu ve burada öğrenciler yetiştirmeye başladı. Bizlere BKM’nin nasıl kurulduğunu Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ yönetiminde önce hiç kimsenin tanımadığı ama zamanla tüm Türkiyenin tanıdığı isimler olduklarını anlatır ve sizlerde zamanla tannan isimler olacaksınız azim ve sabırla çalışarak.
Oyunda tip çok önemliydi onun için oynayacağın tipe adapte olacak ve kişi olacaksın. Her sene guruplara göre tekst hazırlardı oyuncunun adaptasyonuna uygun roller.
Başta ben olmak üzere yetiştirdiği öğrencileri ona minnet borçluyuz.Bu gün işimizi iyi icra ediyorsak onun payı ve katkısı çok büyük.
NURLAR İÇİNDE YATSIN BÜYÜK USTA
Tiyatro ve Sinema oyuncusu Aylin Kılınçaslan ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik kendisine teşekkür eder başarılar dileriz.
KAZIM ERYÜKSEL’İN BİYOĞRAFİSİ
GERÇEK ADI : KAZIM BİRSEN ERYÜKSEL
DOĞUM TARİHİ : 06.11.1945
VEFAT TARİHİ : 20.05.2013
1963 TARİHİNDE DEVLET TİYATROLARI ÇOCUK BÖLÜMÜNDE GÖREV ALARAK SAHNE YAŞAMINA BAŞLADI. 1965 TE İSTANBUL BELEDİYE KONSERVATUVARINDA TİYATRO BÖLÜMÜ OKUDU.
SON 12 YILINDA OYUNCULUĞUN YANISIRA TİYATRO EĞİTMENLİĞİ SÜRDÜRDÜ. 1974 YILINDA SENARYO YAZMAYA BAŞLADI VE MUHTELİF ÖDÜÜLERİN YANI SIRA TRT DE “ÇIĞ” İSİMLİ SENARYO, TOBAV’DA “BAŞAKLAR” OYUNU VE KÜLTÜR BAKANLIĞI HASAN ALİ YÜCEL OYUN YAZARLIĞI YARIŞMASINDA “GRİ GÖLGELER” İSİMLİ OYUNLARI ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLMÜŞTÜR.
TİYATRO VE SİNEMA SANATÇISI VE EMEKÇİSİ KAZIM BİRSEN ERYÜKSEL 20 MAYIS 2013 TARİHİNDE ŞARKÖY’DE VEFAT ETMİŞTİR.
SANAT HAYATI BOYUNCA YILDIRIM ÖNAL İLE BİRLİKTE 2 YIL DEVLET TİYATROSU SANATÇISI OLARAK GÖREV YAPMIŞTIR.
SANATÇININ 2 KIZ VE 2 ERKEK ÇOCUĞU VARDIR.
AVNİ DİLLİGİL, GEN-AR, BULVAR OYUNCULARI, BAŞKENT TİYATROSU, GÖNÜL ÜLKÜ GAZANFER ÖZCAN TİYAROSU, NEJAT UYGU TİYATROSU, LALE ORALOĞLU TİYATROSU, CİHAT TAMER-ERCAN YAZGAN TİYATROSU VE ORHAN PERÇİN TİYATROLARINDA GÖREV ALMIŞ VE AYRICA KENDİ ADINA KADIKÖY BAHARİYEDE HADİ BUYUR TİYATROSU SAHİBİ VE OYUNCUSU OLARAK SANAT HAYATINI SÜRDÜRMÜŞTÜR.
ANEKTODLAR,
- 1974 YILINDA EŞİ İLEAYRI OLDUĞUNDAN İKİ EVLADINI TURNE OTOBÜSÜ İLE BİRLİKTE TURNELERE GÖTÜRMÜŞTÜR. ÇOCUKLAR BABALARI İLE SAHNE ARKASINDAKİ ZORLUKLARI BİRLİKTE YAŞAMIŞLARDIR.
- 1980 ASKERİ DARBESİ SONRASINDA SANAT SEKTÖRÜNDE DURUM KÖTÜLEŞTİĞİNDE HAYATINI İDAME ETMEK İÇİN KISA SÜRELİ DE OLSA ULUSLARARASI BİR TİCARET GEMİSİNDE AŞÇI YARDIMCISI ADI ALTINDA ÇALIŞMIŞTIR.
- O ZAMANLARIN TÜM EMEKÇİ TİYATRO ÇALIŞANLARI GİBİ KENDİSİ DE DEKOR YAPMA VE MONTAJINDA USTALAŞMIŞTIR. VE HEMEN TÜM TURNELERDE SAHNE DEKORLARINI ARKADAŞLARI İLE BİRLİKTE BİZZAT KURMUŞTUR.
- ASLINDA BABASI TARAFINDAN ASKERİ OKULA YAZDIRILMAK İSTENMİŞ ANCAK KENDİSİ SANATÇI OLMAK İSTEDİĞİNDEN DAHA O YAŞTA KULELİ ASKERİ LİSESİ SINAVINDA BİLEREK SORULARI YANLIŞ CEVAPLAMIŞ VE BÖYLECE ASKERİ OKULA GİTMEMİŞTİR.
- HAYATI BOYUNCA 5 EVLİLİK YAPMIŞ VE BU EVLİLİKLERİNDEN TOPLAM 2 KIZ 2 ERKEK ÇOCUĞU OLMUŞ VE HATTA NE GARİP İRONİDİR Kİ ERKEK ÇOCUKLARINDAN BİRİNİ DENİZ ASTSUBAYI OLARAK YETİŞTİRMİŞTİR.
- 1983 YILINDA “HADİ BUYUR “ İSİMLİ TİYATRO SAHNESİNİ AÇABİLMEK İÇİN KARDEŞLERİYLE ORTAK OLAN BİR EVİ SATIŞINI YAPMIŞ VE ALDIĞI TÜM PARAYI TİYATROSUNA YATIRMIŞTI. ÜSTELİK TİYATRO SAHNESİ MODA ‘DA HADİ ÇAMAN VE ŞEHİR TİYATROSU SAHNESİNİN HEMEN KARŞISINDA İDİ. YANİ REKABETİN ÇOK YÜKSEK OLDUĞU DAR BİR ALANDA.
- UZUN YILLAR BEL FITIĞINDAN MUZDARİP ŞEKİLDE OYUNLARDA SAHNE ALDI. SEBEBİ İSE YİNE BİR OYUN SAHNESİNDE SAHNEDEN DÜŞMESİYDİ. MALUM TURNELERDE HER SAHNE FARKLI EBATLARDA OLDUĞUNDAN SAHNE BİTİŞİNİ FARK ETMEYEREK SAHNEDEN DÜŞTÜ VE FAKAT TÜM SEYİRCİLER BUNUN OYUNUN BİR SAHNESİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜŞLERDİ.
- TİYATRO SANATININ TANITIMI ADINA ANADOLUYA YAPTIĞI TURNELERDE KÖYLERDE VE HATTA ŞEHİR PARKLARINDA OYUNLAR SERGİLEMİŞTİR.
- 1981 YILINDA KURULAN TOBAV ‘DA BİR DÖNEM GENEL SANAT YÖNETMENİ OLARAK EMEK VERDİ.
- 1997 YILINDA KÜLTÜR BAKANLIĞI HİMAYESİNDE TOBAV TARAFINDAN DÜZENLENEN HASAN ALİ YÜCEL OYUN YAZMA YARIŞMASINDA “GRİ GÖLGELER” ADLI OYUNUYLA ÖZEL ÖDÜL ALDI.
- SASED, BASAD, TOBAV DERNEK VE VAKIFLARINDA EMEK VERMİŞTİR.
AYRICA SİZE FAYDALI OLACAĞI VARSAYIMIYLA SAYIN YAKUP SABANCI İLE YAPTIĞI RÖPORTAJIN LİNKİNİDE VERİYORUM.
OYUNCU OLARAK ;
- AKASYA DURAĞI DİZİ 2008
- MEMLEKET HİKAYELERİ 2007
- ANKA KUŞU 2007
- İSTANBULDA BİR YILDIZ 2006
- TAŞA YAZILAN AŞK 2006
- HESAPLAŞMA 2006
- DİYET 2006
- ANKA KUŞU 2006
- KEZBAN YENGE 2005
- BODRUM HAKİMİ 2005
- TÜRKÜ FİLMİ 2004
- SIR KAPISI 2002
- BİR TALİH HİKAYESİ 2001
- HIZIR BEY 2000
- AYRI DÜNYALAR 1998
- DÖNÜŞ YEMİNİ 1996
- BİR NEFES SEVGİ 1996
- DÖNÜŞ YEMİNİ 1996
- ŞARK KAHVESİ 1995
- YALI 1995
- SUİKAST 1995
- ŞENLİK VAR 1994
- İŞ 1994
- YALNIZ KURT 1994
- YORGUN ÖLÜM 1994
- ZONTELLEKTÜEL ABDULLAH 1994
- BİZE NASIL KIYDINIZ 1994
- GAYRET EBÜL VEFA HZ. 1994
- SEMER 1993
- SU TAŞI 1993
- İSKİLİPLİ ATIF HOCA 1993
- ÜÇÜZLER 1993
- SEVGİNİN BİTTİĞİ YER 1993
- OĞLUM VE BEN 1993
- DÜĞÜM 1993
- YÜREĞİN AYNASI 1993
- İÇİMİZDEKİ SEVGİ 1993
- MAHALLENİN MUHTARLARI 1993
- KIZIMI ARIYORUM 1993
- KOMEDİ SOFRASI 1992
- FAZİLET 1989
- SELAM DÜNYA 1988
- KİRACI 1987
- FATMAGÜLÜN SUÇU NE 1986
- BABAMIN NAMUSU 1985
- KARA PARA 1985
- DAVETSİZ MİSAFİR 1983
- GÖL 1982
- KIRIK BİR AŞK HİKAYESİ 1981
- ZÜBÜK 1980
- MUKADDES VAZİFE 1979
- İSTANBUL 1979 1979
- BEKÇİLER KRALI 1979
- DAR GEÇİT 1976
- PAROLA KARTAL 1976
- HAMAL 1976
Senarist OLARAK ;
- GRİ GÖLGELER 1997
- ANALAR ÖLMEZ 1995
- AŞKIN GÜCÜ 1995
- ŞENLİK VAR 1994
- GÖNÜL BAHÇELERİNDE 1994
- DOŞLANMIŞ 1993
- HAYAT KAVGASI 1993
- İÇİMİZDEKİ SEVGİ 1993
- OĞLUM VE BEN 1993
- ÇIĞ ……..
- BAŞAKLAR ……..