YAZARLAR

HUY DÜZELTME

( Bahaettin Kabahasanoğlu)

Olur mu olur.

Yüze göze oluyor.

Saça sakala…

 Tıp da sınırları zorluyor zaten.

Bir gün, bi bakmışız…

 *** HDD…

Huy Düzeltme Doktoru…

 Kısacası Huy Hekimi…

 *** Düşünsenize…

 Huy Hekimisiniz.

Ya da beğenmediği huyunu düzeltmenin peşinde biri…

 Değiştirmenin…

Dinlediniz ya da dinlendiniz.

 Onca test falan filan…

Sonunda karar verdiniz.

 *** “Hemen pes etme huyumdan kurtulmak istiyorum.”

 “Sigortanız karşılıyor mu?”

Her şeyin kafada bittiği gibi…

 Soru cevaplar da bitti biter.

 Çip mi takılır, piliniz mi değiştirilir?

 Yoksa ciddi bir tıbbi müdahale mi?

Uyandığınızda tuttuğunu koparan birisiniz artık.

 Kıydığınız paraya değmiştir.

 Kendinizi tanımakta biraz zorlansanız da zamanla alışırsınız.

*** “Yalan söylemeden duramıyorum.

 Mutlaka vardır bunun da bir çaresi.

 Siz, paradan haber verin.

Bir bakmışsınız, basit bir huy düzeltme operasyonuyla kurtulmuşsunuz yalan dolandan…

 *** “Ben, eskiden böyle değildim.

Haram lokmadan bile ürkerken…

 “Eeee?” “Bu dertten kurtulmak istiyorum.” Aslında en pahalı huy düzeltmelerinden biri…

Bastırırsın parayı ve o eski sen olursun.

Hile hurda nedir bilmeyen…

 Kimselere zarar vermeyen, incitmeyen…

 Yalan söylemeyen, haram yemeyen…

 Zaman tünelinden geçercesine dönersiniz yeni hayatınıza.

 *** Öyle “gülemiyorum” ya da “ağlayamıyorum” gibi huysuzluklar(!) ne ki? HD uzmanlarına göre devede kulak.

 *** Fakat bir sorun var. Herkes bu kadar iyi olursa…

 Kırmızıda duran, selam veren, tebessüm eden…

 Yalanı dolanı unutan…

 O zaman işler sarpa sarmaz mı? İnsanın gözü kötüyü aramaz mı? Kimi kimle kıyaslayacaksınız ki?

 *** Yeter ki huy değişsin.

 Fakat bu öyle çok kolay olacak gibi değil.

 Atasözlerimiz kesiyor önümüzü.

 “Huylu huyundan vazgeçmez.”

“Can çıkar, huy çıkmaz.”

O zaman uzunca bir süre daha huylarımızla birlikte yaşayacağız.

 Huy Hekimleri, görevi a’dan z’ye devralıncaya kadar.

 *** Eski eserleri yeniden ayağa kaldırmaya çalışırız.

 Filmleri, ses kayıtlarını…

“Restorasyon” diyorlar adına…

 Fakat hiçbir zaman o ilk hali olmayacak.

 Öyle olsun, bu da bir şey. Toza toprağa karışmasından iyidir. Unutulmasından…

 İnsan da böyle…

Fiziksel restorasyona her an tanık oluyoruz. Geriye kalıyor RR. Ruhsal Restorasyon yani…

Gün olur, olur mu olur. Bu Psikoloji hep böyle kalmayacak herhalde.

 Yerinde sayıyor gibi görünse de biriktiriyor.

Bir gün “pat” diye “buldum” diyen bir huy hekimi ile karşılaşabiliriz.

 Artık, aşı mı olur, ilaç mı yoksa çip mi? Bekleyip göreceğiz.

 *** Hani bazen üzerimizde metal gibi şeyler var mı diye güvenlik kabinlerinden geçiyoruz ya…

 Teknoloji bir adım daha ileriye gidebilir.

 Fiziksel ve ruhsal filmimizi çekebilir.

Tanı koyabilir. Yani yalan söyleyeni, dolap çevireni de tanıyabilir.

 O zaman belki de HD uzmanlarına bu kadar ihtiyaç olmayabilir.

 Yani? “Dünyayı teknoloji batıracak” diye endişe ediyoruz ya…

 Böyle giderse dünyayı yalnız ve ancak teknoloji kurtaracak.


Bir yanıt yazın

× Bize Ulaşın!