CHP’NİN GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMİ HAZIR
CHP İstanbul Milletvekili, Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem (GPS) taslağına ilişkin, “Yasama girişimi” ile hükümet ve Meclis’in yanı sıra halkın da yasa önerisi verebilmesini öngörüyoruz. Belirli imza sayısına ulaşılırsa, örneğin Fırtına Vadisi ya da Kaz Dağları’nın Sit alanı ilan edilmesi için halk yasa önerisi sunabilecek.
‘Halk vetosu’ ile uluslararası anlaşmalar, vergi düzenlemeleri gibi belirli konular dışında Meclis’in çıkardığı yasalara karşı, 500 bin ya da 1 milyon kişi ‘hayır’ derse yapılan değişiklikler kaldırılıyor” dedi.
CHP çalışma grubu tarafından hazırlanan “GPS, Bağımsız ve Tarafsız Yargı Raporu” geçen ay yapılan parti meclisi (PM) toplantısında kabul edildi. CHP PM, 75 sayfalık rapora son şeklini vermesi için Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu yetkilendirdi. Raporu hazırlayan grupta yer alan Kaboğlu; CHP’nin GPS taslağına ilişkin ayrıntıları Cumhuriyet’e anlattı. Kaboğlu’nun aktardığı bilgiler şöyle:
Türkiye’de yürürlükteki anayasa yetersiz mi, neden değişikliğe ihtiyaç duyuluyor?
Mevcut anayasada çok sayıda hak ve özgürlük var ama erkler ayrılığı yok. Demokratik hukuk devletinde hak ve özgürlükler bütündür, erkler ayrıdır. Bunu sağlamak amacıyla bugünkü anayasadaki hak ve özgürlükleri birer kazanım olarak aldık ve bununla birlikte yasama, yürütme ile yargının nasıl olması gerektiğini planladık.
CHP, temel olarak hangi gerekçeyle anayasa değişikliğine yönelik bir hazırlık ihtiyacı duydu?
Anayasa dendiğinde önce hak ve özgürlükler güvencesi gelir. Fakat bu güvence de devlet iktidarının yapılanma tarzı ile ortaya çıkar. Burada da konu; yasama, yürütme ve yargının nasıl yapılandırıldığına ulaşır. 2017’de yapılan anayasa değişikliği ile yürütme tarihimizde ilk kez çift başlı yürütme tek başlı hale getirildi, bütün “baş” ile başlayan makamlar tek kişide birleştirildi. Bununla da yetinilmedi, bu kişi parti başkanı oldu. Bundan dolayı raporda, ‘Yasama, yürütme, yargı nasıl olmalıdır’ sorularına teker teker yanıt verdik.
Rapor, ilk bölümde kapsamlı şekilde Türkiye’nin anayasa geçmişini ele alıyor. Bu bölüm neyi hedefliyor?
CHP’nin GPS raporunun dün, bugün ve yarın zaman ekseninde hazırlanmış olması önemli. Çünkü hiçbir toplum geçmişini görmezden gelerek bugünü anlayamaz. Bugünü anlayamadığı sürece geleceğe yönelik sağlıklı adım atamaz. CHP’nin GPS taslağının en sistematik ve özgün tarafı; meselelerin dün, bugün ve yarın ele alınması. Çalışmayı hazırlarken dünün ışığında bugünü masaya yatırdık ve yarına dair somut önerilerimizi sıraladık.
Yasama ile ilgili bölümde, “yasama girişimi” ve ‘halk vetosu’ başlıkları dikkat çekiyor. Bunları kısaca açabilir miyiz?
Raporda, “Yasama nasıl olmalıdır” sorusunu yanıtlarken, “Sadece hükümet ya da Meclis değil, halk da yasa önerisi verebilmelidir” dedik. Buna “yasama girişimi” deniyor. Belirli imza sayısına ulaşılırsa, örneğin Fırtına Vadisi’nin, Kaz Dağları’nın Sit alanı ilan edilmesi için halk yasa önerisi sunabilecek. Bir de ‘halk vetosu’ öngörüyoruz. Uluslararası anlaşmalar, vergi düzenlemeleri gibi belirli konular dışında Meclis’in çıkardığı yasalara karşı, 500 bin ya da 1 milyon kişi “hayır” derse yapılan değişiklikler kaldırılıyor. Yasama başlığı altında Meclis’e giden yolların demokratikleştirilmesini, Meclis’in müzakereye açık olmasını ve güçlenmesini amaçladık.
HSK’nin yerine AYK’nin kurulmak istenmesinin sebebi nedir?
Yargı başlığında Adalet Yüksek Kurulu’nu (AYK) ayrıntılı şekilde düzenledik. Bugünkü HSK ile yargı bağımsızlığı sağlanamadığını üç yıldır görüyoruz. Bunun için AYK’yi yansız ve bağımsız olarak düzenledik. AYK’de üyelerin yarısını bizzat yargı mensupları, diğer yarısını da Meclis seçecek. TBMM’nin bugünkü HSK üye seçimleri gibi değil, daha ciddi, şeffaf bir süzgeç uygulanarak seçim yapılacak.
Raporda yer alan ‘ortak söylem, eylem ve işlem’ başlıkları kamuoyunda “muhalefete çağrı” olarak yorumlandı. Bu kavramlar tam olarak neyi kastediyor?
GPS için çizdiğimiz yol haritasında ortak söylem, ortak eylem ve ortak işlem olmak üzere üç başlık tasarladık.
Ortak söylem şu anlama geliyor: Farklı görüşlerde, düşüncelerde olabiliriz ama anayasaya karşı nötr olmak durumundayız. Çünkü anayasa hepimizi eşitleyen, bağlı olduğumuz tek bir metin. Örneğin Meclis’te anayasayı ihlal eden bir yasa oylanabilir. Bunu Anayasa Mahkemesi iptal edecek. Ortak eylem ve işlem bölümlerinde ise madem CHP olarak biz bu değişiklikleri tek başımıza yapamıyoruz, o zaman bu ihtiyacımız olan anayasal kültür ve bilinci diğer partilerle birlikte oluşturacağız. Eğer bu birlikteliği sağlayabilirsek, ortak şekilde hazırladığımız anayasa metnine ortak sadakatimiz çok daha güçlü olur.
‘ÇOCUKLUKTAN İTİBAREN ANAYASAL BİLİNÇ’
Raporda “anayasal bilgilenme hakkı” ve “anayasal kamuoyu’ kavramlarını görüyoruz. Bunlar somut olarak hangi eksikleri giderecek?
Raporda tüm yurttaşların anayasal bilgilenme hakkına da dikkat çektik. Örneğin bir çocuk seçmen olmasa da, yaşı çok küçük olsa da anayasa hakkında bilgi sahibi olmalı. “Büyüdüğünde, okula gittiğinde bu kurallara tabi olacaksın, hakların bunlar olacak. Devlet sana parasız eğitim sunacak, ihtiyacın varsa burs verecek. Yaşamının sonuna kadar bu kurallara tabi olacaksın. Bunu bilmen senin ve toplumun yararına” diye bilinçlendirilmeli. Anayasal kamuoyunun mutlaka oluşturulması gerekiyor. Doğru anayasal bilginin halka ulaşması lazım.
Örneğin bir yurttaş başkanlık rejimini, bir diğeri parlamenter sistemi, bir diğeri de yarı başkanlık sistemi isteyebilir. Bu istekler hepsinin doğal hakları. Fakat burada isteklerin ne ölçüde demokratik olduğu ve anayasal denge ve denetim ölçeklerini ne derece yansıttığına bakmak gerekiyor. Demokratik bir sistem içerisinde bir yurttaş başkanlık rejimini de savunabilmeli fakat bunu başka amaçlarını örtmek amacıyla kullanmamalı. Buna “anayasal dürüstlük” diyoruz.
Dünyada parlamenter rejim, demokrasinin özüne daha uygun bir yönetimdir. Bu bakımdan parlamenter rejimi savunuyoruz. Ortaya çıkan bir parti, bir uzlaşma metni. İddialı, özgün ve kapsayıcı bir rapor ortaya koyduk. Bunun böyle olması yadırganmamalı. Çünkü CHP asırlık bir partidir, Türkiye’nin kuruluşunda olduğu gibi idamesinde ve geleceği bakımından belirleyici bir göreve sahiptir. Kapsamlı bir rapor hazırlaması, asgari bir gerekliliktir.