Türkiye’nin İnternet Kullanım İstatistikleri “DIGITAL 2020” Yayınlandı
We Are Social/Hootsuite’in “Digital 2020” raporundaki verilere göre, Türkiye’nin nüfusu 85 Milyona yaklaştı diyebiliriz. Dünya nüfus artışına paralel olarak son 1 yılda nüfusumuz 806 bin arttı. Nüfusun %76,3 şehirlerde yaşıyor.
Günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelen internet bilgiye ulaşmayı kolaylaştırırken, insanların küresel çapta iletişim kurmalarını sağlıyor. Türkiye’de internet kullanıcı sayısının 65,8 milyona ulaştı. Cep telefonu kullanıcılarının sayısı 76,89 milyon bu da nüfusun %90,8’i yapıyor. Bu durum doğal olarak ülkemizin hem web ve mobil platformlar açısından değerli bir pazar olduğunu gösteriyor.
Telefon, tablet ve oyun konsollarının çoğalması nedeniyle çocuklarının zarar gördüğü korkusu ebeveynler arasında artmakta. Ancak son yapılan bir araştırmalarda, 300 binden fazla ergene ait verileri inceleyerek, çeşitli faktörlerin mutluluk üzerindeki etkisini araştırdı. Ekran başında geçirilen sürenin gençlerin zihinsel sağlığına etkisinin patates yemek kadar kötü olmadığı ortaya çıktı.
Tabi bu hiç zararlı olmadığı anlamına gelmiyor. Ekran başında geçirilen sürenin herkes için hem fiziksel hem de zihinsel zararlarıda var. Göz rahatsızlıkları, omurga rahatsızlıkları, postür bozukluğu, boyun ve bel ağrıları, fıtık, hareketsizlikten kaynaklanan obezite ve kas zayıflıkları, yine dışarı çıkamamaktan kaynaklı, D vitamini eksikliği ve bağışıklık problemleri, uyku bozukluğu, dikkat eksikliği, yetersizlik hissi ve depresyona neden olabiliyor. Özellikle çocuklar için çok dikkat edilmesi gerekiyor.
İnternette geçirilen sürenin dünya ortalamasının günlük 6 saat 43 dakika olduğu düşünülürse, Türkiye’de ortalamanın üzerinde 7 saat 57 dakika olduğunu görüyoruz. COVID-19 sürecinde, sosyal medya, haber, müzik dinleme, film izleme oyun oynama gibi birçok içeriğin sürükleyiciliğiyle ülkemizde milyonlarca insanın internette saatlerce vakit geçirmesine sebep oluyor. Hatta şunu hatırlatmakta fayda var, Dünya Sağlık Örgütü, internet ve oyun bağımlılığını hastalık olarak kabul ediyor. Dijital bezginlik geleceğin hastalığı olacak. Elimizdeki telefonlarda da, çok fazla film izleyerek de şididen sıkılmaya başladık bile.
Aslında veriler göz önünde tutulursa demek ki daha çok internet kullanıyoruz veya televizyon izleyip sosyal medyada geziyoruz ve daha az çalışıyor ve üretiyoruz.
Ancak diğer bir detay da ülkem insanın televizyona olan ilgisinin azalması. Verilere göre Türkiye’de televizyon izleme süresi pek çok ülkeden daha düşük. Türkiye’de en çok haberler, açık oturum programları, diziler,spor programları ve gündüz kuşağı saçma sapan programlar takip ediliyor. Ancak asıl haber kaynağımız sosyal medya. Doğruluğunu teyit edemediğimiz birçok habere inanıyoruz hatta algı yönetimlerinin bir parçası oluyoruz. Şüphesiz bu da çok sağlıklı değil.
En çok kullanılan günlük cihaz olan akıllı telefon kullanımında Türkiye, dünyada sıralamasında 11. sırada bulunuyor (Nüfusa göre oran). Özellikle memleketim insanı teknolojiyi o kadar içselleştirmiş ki modern çağın bir aracı olan akıllı telefonun hanelerde bulunma oranında da her geçen yıl artış yaşanıyor. Türkiye’de cep telefonu kullanım oranı % 97,7 (çocuklar hariç). 52,062,000 akıllı telefon var ve kullanma oranı %97,2. Öyle sanıyorum ki, insanların sahip olduğu akıllı telefonların kendilerini özgürleştirdiğini düşünüyordur. Elimizden hiç bırakmadığımız telefonlara öyle bağımlı hale geldik ki istesek de bundan kurtulamıyoruz. Cep telefonlarının işlevselliklerinin artığı sürece, cep telefonuna bağımlılığın kaçınılmaz olacak. Elektrik kesildiğinde, şarjımız bittiğinde nasıl bir endişe halinde olduğunuzu düşünün! Çaresizce ne yapacağımızı bilemiyoruz.
Covid-19 etkisiyle cep telefonuyla konuşma süresi salgınla birlikte yüzde 55,8 arttı. Geçen yıl kısıtlamaların başlamasından önce, ortalama konuşma süresi yaklaşık 3,40 dakika iken, kısıtlamaların ardından bu süre şu anda yaklaşık 5,30 dakikaya yükseldi.
Akıllı cihaz kullanımında %72,5 lik kullanım oranıyla Android üstünlük kuruyor.
Akıllı telefonlara alternatif olarak tablet kullanımıda çok yaygın. Türkiye’de Tablet kullanıcılarının oranı %44,4 ve bu kullanıcıların %54’ü kadın, %46’sı erkek. Kullanıcıların yüzde 84’ü tabletlerini oyun, yüzde 78’i internet, yüzde 74’ü de e-postalarınıkontrol etme amaçlı kullanıyor.
Raporda, Akıllı bileklik kullanım oranı %24,5 olarak veriliyor. Giyilebilir teknoloji ürünü akıllı bileklikler özellikle kişisel sağlık verilerinin toplanması için kullanılıyor. Bu cihazlar, kalp ritmi, kandaki oksijen oranı, adım sayısı, koştuğumuz ya da yürüdüğümüz zaman bilgileri ile bize kapsamlı rapor sunabiliyor bir nevi sağlık danışmanlığı yapıyor. Bunun dışında, gelen çağrıları, mesajları, e-postalarımızı kontrol edebiliyoruz. Faydası kadar maruz kaldığımız elektro manyetik alanının verdiği zararı da göz ardı ediyoruz.
Rapora göre Türkiye’de akıllı ev sistemlerinin kullanılma oranı % 16,6 olarak verilmiş. Akıllı ev sistemleri son dönemin teknoloji trendleri arasında öne çıkıyor. Güvenlik kameraları, robot süpürgeler, fırın, buzdolabı, bulaşık makinası gibi birçok akıllı ev sistemlerinin evlerde kullanımı artmaya devam ediyor.
Sanal Gerçeklik (VR), Artırılmış Gerçeklik (AR), Karma Gerçeklik (MR), Genişletilmiş Gerçeklik (XR) terimlerini her geçen gün daha sık duyuyoruz. Şu anda birçok firma toplantı, konferans, eğitim, alışveriş, oyun ve eğlence gibi birçok alanda bu teknolojileri sunuyor veya kullanıyor. Rapora göre bu teknolojinin sahiplik ve kullanım oranı %6,1. Bu kadar yaygın olduğunu ben bile tahmin edemezdim.
Ülkem insanı sosyal medyada dünya ortalamasından biraz daha fazla vakit geçiriyor. Türkiye’de sosyal medya kullanıcılarının sayısı 60 milyon ve sosyal medyada geçirdiği süre 2 saat 57 dakika. Türkiye’de sosyal medya kullanıcılarının neredeyse yarısı hesaplarını iş için kullanıyor. Sosyal medya kullanıcısının neredeyse tamamına yakını mobil cihazlar üzerinden sosyal medya hesaplarına erişim sağlıyor. Öyle görünüyor ki sosyal medya kullanımı, TV izleme süresini geçmiş durumda. Sosyal medya kullanıcılarının yaş dağılımına göre 25-34 yaş grubu sosyal medyayı en çok kullanan kesim olmakla birlikte 16-24 yaş arasındaki gençler sosyal medyada en fazla vakit geçiren kesim olarak görünüyor. Erkeklerin sosyal medya kullanım oranı kadınlardan fazla olması göze çarpıyor. Rapor, yaş ve sosyal medya kullanımı arasında ters yönde bir ilişki olduğunu gösteriyor. Yaş ilerledikçe kullanım oranları düşmektedir.
Türkiye’de her bir kullanıcın en az 3 farklı sosyal medya platformunu kullandığını görüyoruz. Her geçen gün bir yenisinin eklendiği sosyal medya platformları arasında en çok kullanılanı Youtube %94,5 oranla ilk sırada yer alıyor. YouTube, her bireye kendi kanalını açma ve kendi oluşturdukları içerikleri yayınlayabilme imkânı tanımasıyla Youtuber terimi ortaya çıktı. Herkes bir fenomen olma çabası içinde. 1000 görüntüleme için 0.5 Dolar kazandırıyor. Hiç fena değil! Aslında iyi bir kazanç kaynağı haline geldi diyebiliriz.
Sosyal medya kullanıcıları sizce hangi amaçla sosyal medyayı kullanıyorlar? Veriler şöyle; %36,5’i Güncel haber ve gelişmeleri takip etmek, %35’i Eğlenceli içeriklere ulaşmak, %34,4’ü boş vakitlerini değerlendirmek, %33’ü arkadaşları ile iletişimde kalmak ve neler yaptıklarını takip etmek, %27,9’u fotoğraf ya da video paylaşmak, %27,5’i ise bir ürün aramak için sosyal medyayı kullandıklarını belirtmektedir.
Rapora göre Türkiye’de en çok ziyaret edilen site tartışmasız dünyanın en popüler arama motoru olan Google ve sahibi olduğu Youtube. Ayrıca raporda haber ve alışveriş sitelerine olan ilgi de dikkat çekiyor. Bir diğer ayrıntı da öğrencilerin kullandığı EBA platformu.
Dünyada en çok tercih edilen web tarayıcısı %63,4’lük oranla Chrome olurken, %19,3’lük oranla Safari ikinci sırada yer alıyor. Bir zamanların efsanesi İnternet Explorer sadece Chrome indirmek için kullanılıyor.
Türkiye’de Covid-19 sebebiyle bildiğimiz hayattan vazgeçeli çok oldu. Pandemi yeni dijital alışkanlıkların şekillenmesine yol açtı ve evde kalmayla birlikte bunun e-ticaret alışverişlerinde etkilerini görüyoruz.
E-ticaret harcamalarına baktığımızda en fazla harcama seyahat, konaklama, eğlence ve sanat sektörlerinde olduğu görünüyor ancak bir önceki seneye göre yaklaşık %46’lık düşüş göze çarpıyor.
Covid-19 sürecinde restoran ve kafelerle kısıtlamalar nedeniyle internetten siparişlerin arttığını görüyoruz. Yemek siparişi vermek için çevrimiçi hizmetleri kullananların sayısı 17,85 milyon. Pazar büyüklüğü $853,3 milyon. Ülkem insanı kebap ve lahmacundan vazgeçmiyor. Yemek siparişinde ilk sıradalar! onları burger, pizza ve tatlı takip ediyor. Çevrimiçi market siparişlerinde en çok siparişler verilen ürünler şeker, pasta malzemeleri, çikolata, baharatlar, yağ, peynir, salatalık, patates, domates ve muz oldu.
16-44 yaş grubu daha çok mobil uygulamalar üzerinden işlemlerini gerçekleştirirken, yaş ilerledikçe mobil kullanım azalmaktadır.