GÜNDEM

BİR KÖPRÜNÜN İKİ YAKASI ARASINDA İKİ FARKLI YAŞAM                 

İstanbul’da Şirinevler ile Ataköy mahallelerini ayıran bir köprü mevcut. Ataköy’de düzenli bir yaşam, Şirinevler’de ise bir karmaşa hakim. Sokak satıcıları, gelişigüzel park eden araçlar, motorcular… Peki, bu mahallelerde hayat nasıl akıyor, vatandaş en çok neden şikayet ediyor?

İstanbul’un en yoğun ilçelerinden, mesai saatlerinde insan trafiği oluşan Bahçelievler’e bağlı Şirinevler ve Bakırköy’e bağlı Ataköy semtlerini tam ortasından bir köprü ayırıyor. Ataköy tarafında alabildiğince yeşil, düzenli bir yapılaşma varken, köprünün öte yanında ise çarpık kentleşme, trafik, kaldırım işgalleri yer alıyor.

ŞİRİNEVLER 1964 YILINDA SEBZE, MEYVE BAHÇESİYDİ

1964 yılında mahalle olan ve geçmişinde sebze ve meyve bahçesi olarak kullanılan geniş bir ovada yer alan Şirinevler, 1923 yılındaki nüfus mübadelesinden sonra Nifos olan yerin adı Siyavuşpaşa Çeşmesinin yanında bulunan Kocasinan Kulesi’nden esinlenerek Kocasinan Köyü Olarak değişti.

ATAKÖY, TÜRKİYE’NİN İLK UYDU KENT PROJELERİNDEN BİRİ

Ataköy ise Türkiye’nin ilk uydu kent projelerinden biri olarak yapıldı. Emlak Bankası’na ait bir proje olan Ataköy’ün ilk olarak 9-10. kısmı 1986 yılında kuruldu. 1990’da da 7-8. kısım faaliyete geçti. Sonrasında 11. kısıma kadar yayılan apartman bloğu tarzındaki yapılarıyla 4 farklı mahalle idaresine bölünmüş bir semt oldu. Alışveriş merkezleri ve kültür merkezleri de yer alan semtte pek çok kültürel etkinlik gerçekleşiyor.

ŞİKAYETLER İLAÇLAMA, KALDIRIM İŞGALİ, TRAFİK

Ataköy’de görüştüğümüz vatandaşlar, buranın insanlarının daha duyarlı olduğunu ve kültürel etkinliklerin daha çok yapıldığını belirtiyor. Akşam saatlerinde daha güvenli hissettiklerini anlatan mahalle sakinleri, “Son yıllarda geceleri dışarı çıkmaktan biraz korkuyoruz” demekte. Burada görüştüğümüz bir muhtarlık yetkilisi kendilerine en çok kaldırım bozulmaları ve ilaçlama noktasında şikayetler geldiğini söylerken Şirinevler’in popüler şikayetleri arasında kaldırımlara park eden araçlar ve trafik yer alıyor.

Şirinevler’de gündüz yaşanan araç ve yaya trafiği akşam saatlerinde yerini yavaş yavaş sokak satıcılarına bırakıyor. Kitaptan çakmağa, kulaklıktan sarj aletlerine kadar birçok çeşit ürün satan esnaf, tezgahlarını gece yarısında bile kaldırmıyor. Peki, iki mahalle arasındaki köprü ne anlam ifade ediyor? Mahallelinin genel sorunları neler, gece ve gündüz nasıl bir hayat akıyor? Ekonomisi, insan portresi, kiralık fiyatları nasıl?

‘SİYAHLA BEYAZ KADAR…’

İsmini vermek istemeyen ve 25 yıldır Ataköy’de taksicilik yapan bir vatandaş, iki mahallenin portresine dair bizlere şunları aktarıyor:

“İki mahalle arasında siyahla beyaz kadar fark var. Buradaki düzeni görüyorsunuz, araçlar nizami park etmiş ama orada park sorunu var, insanlar kurallara uymuyor. Buraya geçtiğinizde rahatlıyorsunuz.”

‘ESKİDEN KÖPRÜNÜN AYAĞINDA POLİS BEKLERDİ’

26 Temmuz 1995’te Şirinevler/Ataköy metrosu, 17 Eylül 2007’de de metrobüs hizmete girdi ve söz konusu iki mahallede yoğun bir şekilde dışardan göç almaya başladı. Metrodan önce semtin daha güzel olduğunu anlatan taksici, “Buranın kaliteli insanları kaçtı gitti. Buranın hırsızı, gaspçısı da köprü tarafından geliyor. Eskiden köprünün bu ayağında polis bekler ve geçen insanları kontrol ederdi” diyor ve ekliyor:

“Burada 2 ev arasında boşluk var, 4 tarafından güneş görüyor, orada güneş görmeyen evler var. Burada her evin otoparkı var, yaya ve bisiklet yolları düşünülmüş.”

Şirinevler’deki bir büfeyi işleten Yılmaz bey ise Ataköy insanlarının şanslı olduğunu düşünerek, açıklamalarına başlıyor. Büfeci, “O bölge depreme daha dayanıklı. 1999 Marmara Depremi’nde biz onların bahçesinde kaldık daha güvenilir olduğu için.”

‘BURANIN YERLİSİ YOK, HEP GÖÇ ALDI’

Şirinevler’de 2+1 evlerin kirası ortalama 7-8 bin TL’den başlarken, 3+1 dairelerin kirası binanın yeni olmasına göre 18 bine kadar yükseliyor. Ataköy’de ise 1+1 daireler 11 bin TL’den başlıyor, 2+1 daireler 15 bin, 3+1 daireler de 20 bin ve üstü şeklinde devam ediyor.

Şirinevler Fetih Parkı’nda dinlenen emekliler ise mahallede kırk yıldır yaşadıklarını ve insan portresinin son yıllarda değiştiğini anlatıyor. 10’a yakın ağacın olduğu park ise, bu mahallede gördüğümüz tek park olarak göze çarpıyor. Emekliler, “Buranın yerlisi inanın yok, hep dışarıdan yerli ve yabancı göçü aldı. Ulaşımı görüyorsunuz sürekli tıkanıyor” ifadelerini kullanıyor.

Bir yanıt yazın

× Bize Ulaşın!